Başlıksız (Ege Yağız Kubat)

 Thomas Mann’ın “Büyülü Dağ” romanında geçen cümle:”Çünkü insan, birey olarak yalnız kendi kişisel hayatını değil, aynı zamanda, bilinçli veya bilinçsiz olarak, kendi çağının ve çağdaşlarının hayatlarını da yaşar...” bize insanın kendi başına var olamayacağını anlatıyor. İnsan; etrafındaki insanlar, yaşadığı olaylar, ailesi, kurduğu insani ilişkiler, doğduğu yerin özelliği, sosyal ve ekonomik statü vb. faktörlerden etkilenir, buna bağlı gelişip, değişir. Bu insanın doğasında olan bir özelliktir. Örnek olarak kötü bir aile ortamında doğup gelişen bir birey ile güzel bir aile ortamında doğup gelişen bir bireyin doğru-yanlış düşünceleri farklıdır. İyi ailede büyüyen bireye göre bir davranış yanlış bir davranış iken kötü ailede büyüyen bireye göre bu davranış doğru bir davranış olarak nitelendirilebilir. Çünkü bireyin doğdu yer ve ailesi bu davranışın doğru ya da yanlış olduğuna yönlendirmiş veya yönlendirmek zorunda bırakmıştır. Örneğin sürekli ailesi tarafından dövülen bir çocuğun kendi sosyal ortamında bir kendisine bir hata yapılması karşısında aklına kavga ve yumrukla çözmesi. Peki burda sormamız gereken şey çocuğun yaptığı davranış tamamen bu ailenin sebebiyle midir?. Tam olarak değil. Çünkü bu ailenin bireyleri de aynı şekilde çocukluk zamanlarında sürekli dövülmüş ya da bu eylemin doğru kabul ettirilmiş olabilir. Bu sebeple çocuğunu dövmenin bir sıkıntı ya da yanlış olmadığını düşünüyordur. Bu olay aslında bir insanın başka bir insanın hayatlarını yaşadığının bir örneği olabilir. Çünkü bu çocuğun davranışı kendi ailesinin, kendi ailesinin davranışı ise o bireylerin ailesinin davranışıdır. Bu olayı bir bütün olarak ele alırsak burda bu zincirlemeyi etkileyen önemli bir faktör doğduğu çağının özellikleridir. Bu olaya örnek verirsek karamsar bir çağ karamsar bir nesil oluşturur. Dönemde yaşanan ve gelişen olaylarda insan,olayın içinde olmasa bile psikolojisi ve düşüncelerini o olay ve gelişmeler etkiler.

Yazar: Ege Yağız Kubat, 53